Eğitim Müşavirimiz Sn. Ali Çevik´in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Mesajı
İsviçre Bern Eğitim Müşavirimiz Sn. Ali Çevik´in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Mesajı
İsviçre Bern Eğitim Müşavirimiz Sn. Ali Çevik´in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Mesajı
29 Ekim 1923, Türk tarihinin en önemli günlerinden biridir. 700 yıllık Osmanlı İmparatorluğu´nun dağılması ve zaferle sonuçlanmış Kurtuluş Savaşı ve sonrasında, Mustafa Kemal Atatürk´ün önderliğinde kurulan Türkiye Devleti´nin bir cumhuriyet olduğunun bütün dünyaya duyurulduğu günün 92. yılını kutlamanın gururunu yaşıyoruz. Hepimize kutlu olsun. Cumhuriyetin kuruluşuna gelmeden önce, bazı tarihi olayları hatırlatmakta fayda görüyorum. Osmanlı Devleti, hüküm sürdüğü 624 yılda 36 padişah tarafından yönetilmiştir. Padişah, şah, kral, hakan, sultan gibi tek kişiye dayalı yönetim sistemine "mutlakiyet" denir. Mutlakiyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız tek bir kişidedir. Mutlakiyetle yönetilen ülkelerde zamanla ülkeyi yöneten tek kişiye yardımcı olsun diye meclis kuruldu. Meclis üyeleri halkın dileklerini yöneticiye duyurur, yasa tasarısını hazırlardı. Bu yasa taslakları yönetici tarafından benimsendiğinde yasalaşırdı. Bu yönetim biçimine "meşrutiyet" denir. Meşrutiyette meclisin yetkileri sembolik düzeyde olabileceği gibi, bir cumhuriyetteki kadar geniş de olabilir. Osmanlı Devletinde 1876 ve 1908 yıllarında iki kez meşrutiyet ilan edilmiştir. Birinci Dünya Savaşı, İkinci Meşrutiyet´in ilanından 6 yıl sonra, 1914´te başladı. Bu savaşa dünyanın belli başlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş, İttifak Devletleri´yle birlikte Osmanlı İmparatorluğu´nun yenik sayılmasıyla sonuçlandı ve Osmanlı toprakları İngiltere, Yunanistan, Fransa, İtalya gibi devletler tarafından ne yazık ki işgal edildi.
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919´da Samsun´a geçti. Ülkenin bir çok ilinde yaptığı toplantılarla birlikte Erzurum ve Sivas kongrelerini düzenledi. "Tek bir egemenlik var, o da milli egemenliktir. ülkeyi, yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır." ilkesiyle, yurdun her tarafından gelen milletin temsilcileri (milletvekilleri), 23 Nisan 1920 günü Ankara´da Büyük Millet Meclisi´nde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşa´yı "Meclis Başkanı" olarak seçti. Mustafa Kemal Paşa´nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Türk Kurtuluş Savaşı´nı başlattı. Halk ve düzenli ordular düşmana karşı savaş verdiler, omuz omuza mücadele ettiler. Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlandı.24 Temmuz 1923 tarihinde, İsviçre´nin Lozan şehrinde, Lozan Üniversitesi´nde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri tarafından Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile yeni bir Türk devleti tanınmış ve temelleri atılmıştır.
29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan "Cumhuriyet" önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi´ne verdi. Meclis önergeyi kabul etti. Böylece, Türkiye devletinin yönetimi biçimi "Cumhuriyet" olarak, adı "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" olarak belirlendi. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyeti´nin, ilk "Cumhurbaşkanı" oldu. Cumhuriyetin ilanı, tüm yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı.
Atatürk´ün de söylediği üzere, Cumhuriyet rejiminde "Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur." Ulus, kendini yönetme yetkisini, kendilerini temsil eden milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Cumhuriyet, yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir. Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyeti korumak, kollamak, yaşatmak her Türk vatandaşının birinci görevidir Atatürk, "Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz." "Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz." "Cumhuriyet; fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister." "Benim nâçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." diyerek dünya durdukça Türkiye Cumhuriyetini koruma ve kollama görevini bizlere vermiştir.
Cumhuriyet Bayramının 92. yılı bütün vatandaşlarımıza kutlu olsun.